top of page

ÇOCUKLAR ÖLMESİN ONLARI BU İŞE KARIŞTIRMAYIN!


Hiçbir çocuk hiçbir gerekçeyle hiçbir şekilde asla öldürülemez, öldürülmesi teklif edilemez, düşünülemez hatta hayal bile edilemez. Böyle olmalı değil mi! Çocukları bu işe niye karıştırdınız. Yapamadınız Ey israiloğulları yapamadınız!

İnsan olmanın en büyük ön kabullerinden olması gereken bir zorunluluktur çocuklar. Hiçbir ideoloji, din, felsefe, görüş, takım, bunun aksini iddia etmemeli ya da edememeli. En azından insan olmanın asgari müştereğinde olması gereken en kıymetli ve zorunlu kimselerdir çocuklar. Geçmişte peygamberleri de öldürdünüz sıra çocuklara mı geldi! Çocuklar ölmesin lütfen onları bu işe karıştırmayın!

Bu acı gerçeğin gölgesinde çocuk ölümleriyle ilgili toplumumuzda yanlış anlaşılan bir mevzunun da konuşulması gerekiyor. Çocuk öldüğünde günahsız olduğundan dolayı cennete gideceğine inanmak başka bir şey, nasıl olsa cennete gidecek deyip ölümünü hafife almak bambaşka bir şey. Bu algının kaynağı Hızır ile Musa kıssasında geçen hadisenin yanlış anlaşılmasından kaynaklandığı kanaatindeyim. Unutmayınız İslam dini (dinimiz) asla bir çocuğun ölümünü kabul etmez. Öldüğünde cennete gideceğini umarak inanmak geride kalan ebeveyni için bir rahatlamadır. Bu rahatlama ve inanç sadece ebeveyne aittir. Onların inancında masum bir dua olarak kalmalıdır. Bu mahrem alanda bir başkası bu konuda hüküm koyamaz. Bu inanç ebeveyni rahatlatan bir inanç ve duadır. Bir başkasının vereceği fetvaya kurban edilemez.

Masum bir çocuk ölümüyle ilgili yanlış anlaşılan ve yorumlanan Hızır ile Musa kıssasındaki ölüm olayının ayrıntılarını yine kendi yazdığım köşe yazısına havale ediyorum. (https://www.mustafatelli.com/post/hizir-i%CC%87le-musa) Fakat ben burada bu konunun sadece çocuk ölümü meselesine dikkat çekmek istiyorum. Mevzuyu anlayacaksak önce Kur’an’ın bize ne anlattıklarına kulak vermeliyiz. Orada öldürülen kişi çocuk değildir. İslam hangi gerekçe olursa olsun çocuk ölümünü asla kabul etmez. Şimdi bizi ilgilendiren kısma gelelim. Kur’an’da ilgili bölüm kısaca şöyle geçer:

فَانْطَلَقَاࣞ حَتّٰٓى اِذَا لَقِيَا غُلَاماً فَقَتَلَهُۙ قَالَ اَقَتَلْتَ نَفْساً زَكِيَّةً بِغَيْرِ نَفْسٍؕ لَقَدْ جِئْتَ شَيْـٔاً نُكْراً ﴿٧٤﴾

Yine yola koyuldular. Nihayet bir gence rastladıklarında, o kul hemen onu öldürdü. Mûsâ dedi ki: “Mâsum bir insanı, bir cana karşılık olmaksızın katlettin ha! Gerçekten sen fena bir şey yaptın!” (Kehf suresi, 74. Ayet)

Kur’an’a Göre Öldürülenin Çocuk Olmadığının 1. Delili: Bakınız burada öldürülen kişi (gulam) diye geçer ve bu sadece çocuk manasına gelmez genç manasına da gelmektedir. Ragıp el İsfahani bu kelime için aynen şu açıklamayı yapar: “Çoğulu غِلْمَة ve غِلْمَان şeklinde gelir. اِغْتَلَمَ الْغُلاَمُ : Oğlan ergenlik çağına ulaştı. Bu çağa erişenlere, genelde şehvetin galip gelmesinden dolayı şebak’a/şehvete غُلْمَة denmiştir. اِغْتَلَمَ الْفَحْلُ : Erkek (hayvan) şehvete geldi.”(1) Ragıb el İsfahani’nin Kur’an Kavramları kitabındaki bu kelimenin izahına baktığımızda sadece çocuk anlamına gelmediğini görürüz. Aynı zamanda genç anlamına da gelmektedir. Demek ki öldürülen çocuk değildir. Genç bir delikanlıdır.

Öldürülenin Çocuk Olmadığının 2. Önemli Delili: Hz. Musa’nın itiraz ettiği cümlede saklı. “Mâsum bir insanı, bir cana karşılık olmaksızın katlettin ha!” ifadesidir. Eğer öldürülen çocuk olsaydı itirazı insan diye değil çocuk diye yapardı. Demek ki Hz. Musa’nın itiraz ettiği nokta çocukluğuna değil o insanın masumluğuna vurgu yapmasıdır. Zira çocuklar zaten doğuştan masumdur. Aksi olsaydı Musa Onu masumluğuyla değil çocukluğuyla savunurdu. Bu masumluğu vurgulaması onun genç bir birey olduğuna ve günah işleyebilecek bir yetkinlikte olduğuna işaret eder.

Öldürülenin Çocuk Olmadığının 3. Önemli Delili: Yine Kur’an’ın şu ayetinde apaçık ortadadır:

وَاَمَّا الْغُلَامُ فَكَانَ اَبَوَاهُ مُؤْمِنَيْنِ فَخَشٖينَٓا اَنْ يُرْهِقَهُمَا طُغْيَاناً وَكُفْراًۚ ﴿٨٠﴾

“Gence gelince, onun anne babası mümin kimselerdi; gencin onları sonunda azgınlık ve nankörlüğe düşürmesinden korktuk.” (Kehf suresi, 80. Ayet)

Ayet o kadar açık ve net bir şekilde anlatıyor ki o genç anne babasına söz geçirecek, yoldan çevirecek kadar güçlü ve onları küfre götürecek kadar irade ve akıl sahibi. Şimdi soruyorum. Sizce bir çocuk bu güç, akıl ve iradeye sahip olabilir mi? Cevap tabi ki hayır.

Öldürülenin Masum Olmadığının En Önemli Delili: Hz. Musa’nın şeriatından anlaşılır. Yani masum bir insanı öldürmek tüm insanlığı öldürmekle eştir. Eğer o gencin günah işlemeyen masum bir insan olduğunu bilseydi yine itiraz ederdi. Demek ki o kişi hem bir genç hem de bir günahkar.

Binaen aleyh öldürülen çocukları gördüğümüzde anne babasının yerine ve küstahça “nasılsa cennete gittiler” demek onların ölümünü hafife almak dünyanın en büyük zihin kirliliğidir. Allah Rasulü’nün (sav) mev’ude geleneğine (kız çocuklarını diri diri gömme adetine) karşı verdiği mücadeleyi nasıl unuturuz.

Hz. Musa’nın şeriatında yani 10 Emir’de “öldürmeyeceksin” vardır. Maalesef bu emir Gazze’de çocuklara uygulanmamaktadır. Hem de Hz. Musa’ya inandıkları! halde. Çocuklar tüm dünyanın gözü önünde katledilmektedir. Sadece orası mı Doğu Türkistan’da, Suriye’de, Keşmir’de, Myanmar’da, Srebrenitsa’da, Yemen’de ve nice yerlerde …

LÜTFEN ÇOCUKLAR ÖLMESİN ONLARI BU İŞE KARIŞTIRMAYIN!

 

 

Kaynakça

------------------------------------------

(1) Ragıp el İsfahani, Kur’an Kavramları Sözlüğü Müfredat, Yarın Yayınları, İstanbul 2015, sayfa 715.

 
 
 

Comments


bottom of page