top of page

KÖTÜLÜK PROBLEMİ

Var olan kötülüklere karşı Tanrı'nın adil ve merhametli olduğunu savunmak amacıyla yapılan reflekse Teodise denir. Felsefenin en ağır konusudur. Temel soruları şudur: Tanrı, var olan kötülüğe neden müsade ediyor? Niçin engellemiyor? O’nun merhametine yakışıyor mu? Bunlar genelde Tanrının olmadığını iddia eden insanlar tarafından soruluyor. Durum gerçekten öyle mi? Gelin Kötülük Problemine bir bakış atalım.

Her zamanın aksine bu sefer Hz. İbrahim gibi tersten bakarak problemi çözmeye çalışalım. Bunu bir örnek üzerinden anlatacağım. Tanrının olmadığını farz edelim (haşa). Böyle bir dünyada baba, kendi öz kızını diri diri toprağa gömüyor. Bu hayal edilmesi zor bir örnek biliyorum ama mecbur vermek zorunda olduğumu da belirtmek isterim. İkinci kızını da gömüyor. Hatta üçüncü kızını da gömüyor. Bunu etrafındaki toplumsal baskıdan dolayı yapıyor. Dördüncü kızını gömmeye de artık yüreği yetmiyor ve öldürmüyor.

Tanrının olmadığını kabul ettiğimiz bir dünya kurguladık. Bu problemi nasıl çözeceksiniz? Böyle bir babayı öldürecek misiniz? Hadi öldürdünüz diyelim. Babayı üç defa öldürerek ölen çocukların intikamını alabilir misiniz, bu mümkün mü? İntikam için işkence mi yapacaksınız? Babanın içinde bulunduğu toplumun kız çocukları algısını iyileştirmek için STKlar mı yönlendireceksiniz? Hadi bunu yaptınız diyelim. Ama o üç çocuğun hakkı ne olacak? Adaleti böyle mi sağlayacaksınız? Hani Tanrı yok ya o bakımdan sordum? Sahi nasıl halledeceksiniz? Kötülükler Tanrının yüzünden diyordunuz. Adaletsizliğin ana kaynağı Tanrı diyordunuz. Alın size Tanrı da yok! (haşa) Siz ateistlerin bu paradigmada yapabileceğiniz en iyi çözüm önce problemin ana kaynağına inmek olacak. Yani o babanın içinde bulunduğu ortamı eğitmek olacak. Bunun için öğretmenler, kanaat önderleri, STKlar görevlendireceksiniz ve halkı kız çocuklarının yaşatılması için ikna edeceksiniz. Yani iş başa düştü. Farkında mısınız? Bunu yaparken de o babayı üç defa öldüremediniz. İşkence yaparak bile öldürmediniz. Hatta hiç öldürmediniz hapse attınız. Dördüncü evladını öldürmeme fiilini göz önünde bulundurarak içinde merhamet olduğuna kanaat getirdiniz. Biraz irdelediniz ve baba psikolojik olarak hastaymış tedavi edilmesi gerekir dediniz.

Tüm bu anlatılanlar Tanrının olmadığı kabul edilen bir paradigmanın problem çözme yöntemleridir. Tanrı inancına sahip olanlara kötülük problemi diye dayatılan bir şeyi kendilerinin çözememesi de ayrıca dikkat çekici. Diyalektik yaptığımın farkındayım ama Hz. İbrahim gibi bazen karşı tarafın argümanlarıyla düşünmek hakikati ayan beyan ortaya çıkarabilir.

Seküler bir bakışın kötülük problemini çözmeye çalıştığı merhamet ile, Tanrının kötülük problemini çözmeye çalıştığı merhameti arasında fenomenolojik açıdan hiçbir fark yoktur. Bu cümlede merhameti, fenomenolojik bağlamda paranteze aldığımı özellikle vurgulamak isterim. Yani şunu anlatıyorum. Siz Tanrı yok diyerek merhamet duygunuzu harekete geçirip o babayı öldürmediniz, hapse attınız. Allah el-Muahhir ismiyle o babayı anında öldürmedi ve cezasını başka bir zamana veya ahirete erteledi. O babaya Rahman ismiyle nimetler, Rezzak ismiyle de rızıklar verdi. Görüldüğü gibi kötülük problemi Ateistlere dayatılınca nasıl da tökezlemiş oldular.

Ayrıca bir ateistin kötülük problemini çözerken merhamet duygusunu kullanması ancak ve ancak Merhamet sahibi bir Allah’ın varlığına işaret eder. Yine bir ateistin kötülük problemini çözerken cezalandırma duygusunu kullanması da ancak ve ancak Kahhar isminin sahibi olan Allah’ın varlığının delilidir.

Kötülük problemine ters köşeden bir bakış atmak istedim. Selametle...


 
 
 

Comentarios


bottom of page